GEZİ DERSLERİ Ali Rıza Gelirli

GEZİ DERSLERİ Ali Rıza Gelirli


Gezi isyanı 28 Mayıs 2013'de, daha önce bu topraklarda benzeri görülmeyen, insanın ve doğanın itibarını geri isteyen ahlâki ve vicdani bir hareketti. Sadece siyasi iktidara değil, iktidar kavramının kendisine meydan okuyan, geleneksel muhalif yapılanmaları bile sorgulayan, kendi içinde de iktidar barındırmayan bir isyandı bu. İçinde farklı ve taze sesleri, bolca da mizahı barındıran, kimsenin kimse üzerinde iktidar kuramayacağı bir perspektifle kendine alan yaratan bir hareketti. Genci yaşlısı, sağcısı solcusu, liberali, çevrecisi, Alevi'si Sünni'si, Türk, Kürt ya da Ermeni, Atatürkçü ya da anti kapitalist Müslüman, başörtülü ya da başörtüsüz kadın, eşcinsel, travesti, öğrenci, emekçi, esnaf ya da işsiz, tüm toplumsal kesimlerden milyonlarca insanı aynı özgürlükçü arayışta bir araya getirmeyi başardı. Üstelik bunu yeni bir lisan ve söyleyiş biçimiyle yaptı. Gezi pratiği bize, başka bir siyasetin, başka bir dilin, daha da önemlisi başka bir dayanışmanın mümkün olduğunu gösterdi.


Gezi deneyi kabaca şu konjonktürde gerçekleşti: Dinci bir parti, kültürel anlamda, öncelikli hedef olarak yaşamın içerisini İslami ve geleneksel değerlerle dolduran bir ahlâk anlayışıyla toplumu yeniden dizayn etmeye çalışmaktaydı. Öte yandan ekonomik anlamda dizginsiz bir liberal sistem kurma ve bu yolla bir tahakküm inşa etme çabasındaydı. Bütün bu olumsuz koşullara Gezi Parkı'nın ortadan kaldırılma girişimi eklenince, tam bir domino etkisiyle, "Gezi etkisi" diyebileceğimiz yeni bir muhalefet tarzı ortaya çıktı. "Gezi Dersleri" adını verdiğim mevzunun içeriği en genel anlamıyla tam da buydu.


Tabii "Gezi Etkisi" derken devletin sergilediği en kaba biçimiyle, yüzlerce kişinin yaralanmasına, sakat kalmasına ve ölümlere neden olan, kurşun, TOMA ve biber gazı etkisini unutmamak lazım. Taksim Meydanı'nı Paris Komünü benzeri bir direnişle iki hafta işgal eden direnişçileri buradan bir kez daha analım…


Tarihe 28 Mayıs 2013 Gezi isyanı olarak geçen, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalılaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik ve Berkin Elvan’ın kişiliğinde simgeleşen, ülke tarihinde bu güne kadar yaşanmamış, benzersiz ve tüm ülkeyi heyecanı ve enerjisiyle saran bu hareket, milyonların katıldığı bir onur ve kültür hareketidir. Bu deneyimi bize yaşatanlara bin selam.

Yazar Postları

İSTİSNAİ GÖÇ (2) Hamza Aksüt

Geçen yazıda göçlerin büyük oranda batıya doğru olduğuna değinmiş vebunun tersine on beşinci yüzyıl sonlarından itibaren Anadolu’dan Safevi ülkesine göçen Alevi, Türk, Kürt ve Abdalları konu etmiştim. Bu yazıda ise bir istisna olarak Anadolu özelinde daha küçük toplulukların batıdan doğuya göçünü

TARİHTE İSTİSNAİ GÖÇLER Hamza Aksüt

Bilindiği gibi tarihte ve günümüzde topluluklar batıya göçer. Hatta kentlerindahi batı yönünde genişlediği bir gerçektir. Bu duruma kuşkusuz sosyolojik analizler yapılabilir ancak benim konum değil. Ben tarihsel veriler ve örneklerle göç konusunda analizler yapmaya çalışacağım.

GÖÇMEN GÖÇMENE KARŞI Engin Erkiner

Almanya’da 1990’lı yıllarda ve öncesinde değişik göçmen grupları arasındadayanışma vardı. Aynı ülkenin göçmenlerinde bu dayanışma daha fazlaydı. Bu dayanışmadan hareketle bütün göçmenlerin birleşmesini isteyenler de çıkmıştı.Yaklaşık son on yıldır durum değişti, neredeyse tersine döndü.

MAFYA'NIN HAKİMİYETİ Menderes İnanç

Aylardır Türkiye'nın gündemine oturmuş olan siyaset, emniyet ve mafya ilişkileri ayuka çıkmış durumda. İlginç olan, başta ana muhalafet partisi ve toplumsal muhalefetin sıradan yaklaşmasıdır! birkaç açıklamanın dışında tepki vermemeleridir.