What are the Human Rights Situation in Swiss Refugee Camps?
SAVUNAMADIĞIMIZ HAKLAR, BİZİM SAYILIR MI? Son dönemlerde Isviçre'nın çeşitli kantonlarındaki mülteci kamplarından barınma, temizlik, sağlığa erişim gibi konularla ilgili şikayetlerin çok arttığı gözleniyor. Dünyanın dört bir yanını tekelci çıkarları için savaşa, kana ve koyu bir yoksulluğa boğan mevcut sistemden dolayı ülkelerini terkederek Avrupa ve kuzey ülkelerine geçmeye çalışan insanlar, buralara ulaşsalar bile yıllarca binbir sorunla başetmeye, ne pahasına olursa olsun geri dönmemeye çalışırken büyük dramlar yaşayabiliyorlar. Zaten göç için tercih edilen başlıca ülkelerden biri olan İsviçre, bir de Ukrayna savaşından sonra artan talebi karşılamakta zorlanıyor. Ancak bu zorlanmanın en büyük nedeni olanaksızlık değil, bu konu için ayrılan bütçenin yetersizliği ve ucuza mal etme tutumunun sürmesi. Geçenlerde Basel kantonunda üç yeraltı sığınağının, sığınmacı ve göçmenlere barınma yeri olarak açıldığı bildirildi. ROTA-M.S adlı göçmen öz örgütlenmesinin yayınladığı videoda, penceresi olmayan tek bir odada birbirine bitişik dört katlı ranzalarda 50'den fazla insanın sıkışık düzen kaldığı görülüyor. Ayrıca 4 kişinin basit bir süngerden ibaret yataklarıyla yerde yattığı kameraya yansıyor. Hastalanan insanların doktora ulaşmakta güçlük çektiği, sığınmacılara sert ve kaba bir yaklaşım olduğuna dikkat çekiliyor. ( https://fb.watch/gLv2cn5LZF/ ) Bir yandan başka kantonlarda da yeraltı sığınaklarının "geçici" diye açılıp aylarca kapanmadığı haberleri gelirken, öte yandan İsviçre’nin en büyük ilk başvuru ve göçmen kabul merkezi olan Neuchatel Kantonu'ndaki Boudry'deki 600 kişilik kapasitenin çoktan bini aşmış olduğu, göçmenlerin yere atılan süngerlerde kaldığı, banyo, temizlik, çocuk ve gebe sağlığı konularında zorluklar yaşandığı kimi kamp sakinlerince aktarılıyor. Ayrıca sığınmacıların büyük çoğunluğunun geri gönderilme korkusuyla en basit insani ve doğal haklarını bile aramaktan çekindiği belirtiliyor.