TÜRKİYELİLEŞME VE TÜRK SOLU!..

TÜRKİYELİLEŞME VE TÜRK SOLU!..


Biraz önce bu konuyla ilgili bir program yaptım ama altta yazacağım soru şimdi aklıma geldi: “Britanya’da İngiliz solu İrlandalı yada İskoçlardan önce İngilterelileşmelerini istemişler midir acaba?” Onca yıl kaldım ama ben duymadım, es geçmiş olabilirim ama yine de sanmıyorum. Yada benzer ülkelerde bu gibi şeyler istenmiş midir? Ama biz Kürtlerden bunu istiyoruz ve sadece istemekle de kalmıyoruz, onlar istiyormuş havasına da sokuyoruz onları.

Bugün Artı Gerçek’te Remzi Budancır’ın yazısında araştırmacı Reha Ruhavioğlu bitakım istatistikler vermiş ve sorunun Kürtlerin Türkiyelileşmek istediklerini ama bunun gerçekleşmediğini açıklamış ve oy kaybını buna bağladıklarını söylemiş.

Yazıda Ruhavioğlu anket sonucunu “Araştırmaya göre; “HDP’nin Türkiyeleşme Siyaseti hakkında ne düşünüyorsunuz” sorusuna “Doğru buluyorum. Türkiyelileşme siyasetini devam ettirmeli” diyenlerin oranı yüzde 42. Bu siyaseti yanlış bulduğunu, Türkiyelileşme siyasetini bırakmalı diyenlerin oranı ise yüzde 20.9’da kaldı. Araştırmaya katılanların yüzde 37.1’i ise “Türkiyelileşme siyaseti hakkında bilgim/fikrim yok” dedi.” diye açıklıyor.

Bu araştırmaya göre kafama 2 soru takılıyor o zaman, birincisi siyasetin bu kadar içinde olan, bizzat canlı yaşayan Kürt halkının %37’si böyle bir konudan bihaber olabilir mi, yoksa karşı olduğunu açıklamak yerine sessiz kalmayı mı tercih ediyor. İkincisi, son seçimde sandığa gitmeyen, Türkiyelileşmek isteyip de, Türkiyelileşemedikleri için sandığa gitmeyenler mi, yoksa kendileri açısından, önce Kürt sorununu çözüp, barış içinde yaşamak ve sonradan -Gerek duyarlarsa- Türkiyelileşmek mi?

HDP kurulduğunda herkeste bir heyecan vardı ve “Barajı aşarız” cesaretiyle hepimiz sandığa gittik. Burada CHP içindeki sol ve sosyalist kanadı bir kenara atamayız (Ki bunu bir sonraki yazımda yazacağım). Ve işte HDP kurulunca önce Kürtlerin partisi BDP kapatıldı ve bütün Kürtler hemen hemen herkesin geldiği HDP içinde kendilerine yer açtılar. 

Kendi partilerinde barış için mücadele eden ve 40 yıllık mücadeleyle Kürt sorununu sadece Türkiye yada Ortadoğu’da değil, dünyada tartışılır noktaya getiren bu insanlar ve doğal olarak da PKK, karşısında birden Türkiyelileşme gibi bişey buldu.

Esasında onlara Türkiyelileşmelerini söyleyenlerin büyük bir çoğunluğu siyaset olarak Kürt Sorunu’nu iktidara geldiklerinde çözeceklerini söylüyordu ama buna esasında kendileri de pek inanmıyordu. Bikaç seçim yapıldı ve Kürtler Türkiyelileşti mi bilemiyorum ama Türkler oldukça milletvekili çıkarmaya başladılar.

Çok fazla detay yazmak istemiyorum ama son seçim esasında Kürtleşemeyen ama Kürtlerin Türkiyelileşmelerini isteyenlerin bir oyunu olarak sergilendi. Türkiye İşçi Partisi, tabanının Kürtlerle beraber seçime girdiklerinde yeteri kadar oy alamayacakları gerekçesiyle (Bunu tam olarak açıklamasalar da konuştukları biliniyor), Kürtlerin barajından faydalanıp seçime sözüm ona ayrı girdiler. 

Bence seçime katılmama kararı yada katılımda azalma burada başladı, Türkler yeteri kadar Kürtleşemediklerinden Türkiyelileşmek istemeyen Kürtler tarafında reddedildiler. TİP Kürtlere ve HDP’ye bu tavrı koyarken, Ahmet Şık da Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğine dem vuruyordu. Sonuç ortada, beraber en az 10 vekil daha çıkartma olasılığı yerine TİP 4 vekil çıkardı.

Aynı mantık İYİ Parti ve Meral Akşener tarafından CHP ve Millet İttifakına yapıldı. Orada da seçime ittifak olarak girilseydi en az 20 vekil yer değiştirirdi ve ikinci tura meclis çoğunluğuyla gidilirdi.

Anlayacağınız, birileri Kürtleştirilemediler, Alevilileştirilemediler ve tekrar merhaba Erdoğan.

Yazar Postları

DİPTEN GELEN DALGA SAHİPSİZ KALMASIN Menderes İnanç

Türkiye yeni bir yol ayrımında. Uzun zamandır beceriksiz siyaset kurumunun algı operasyonları ile baskı altına alarak yönetilen ve iktidarın algı operasyonlarının etkisinde olan toplum kesimleri, güvenlikçi politikalar ve yoksulluğun tavan yapması ile birlikte bir çok olumsuzluğu fark etmiş

AKREP GİBİSİNİN KARDEŞİM ALİ RIZA GELİRLİ YAZDI

Savaşın ticari dayanaklarını sorguluyorsun; ahlaki dayanaklarından habersizsin kardeşim. Sana kardeşim diyorum, zira, aynı canlı varlığın üyesiyiz; başka bir sıfat bulamıyorum. Düşünmüyorsun savaşın yolları neden bu kadar kalabalık, barışın yollanır niçin bu kadar tenha diye.

YENİ GÖÇMENLER YENİ İŞLER Engin Erkiner

Yapay zekanın emekçilerin çalışma alanlarını yok edeceğini savunanlar kapitalizmin yeni iş üretme özelliğini unutuyorlar. Bazı işlerin alanı daralırken, eskiden düşünülmeyen yeni iş alanları ortaya çıkabilir. Bunların büyük bölümü düşük ücretli işçiler içindir ve özellikle göçmenler tarafından

ÇİFT SÜRGÜNLÜK ÇEŞİTLERİ Engin Erkiner

Çift sürgünlük, aynı ülkeye ya da farklı ülkelere olmak üzere iki çeşittir.Isabelle Allende Ein weiter Feld adlı romanında İspanya iç savaşındacumhuriyetçilerin saflarında yer alan, yenilgi üzerine Pirene dağlarını geçerek Fransa’ya gelen bir kadın ve erkeği anlatır.

YENİ İLTİCA YASASI Engin Erkiner

Avrupa Parlamentosu iltica başvurularıyla ilgili yeni kısıtlamalar içeren bir yasayı kabul etti. Bu yasa Avrupa Komisyonu’nda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB çapındaki bu yasaya üye her ülkenin de ulusal yasaları içinde yer vermesi gerekiyor.

ZENGİN MUTFAĞI’NDAN EYLÜL FIRTINASI’NA Süleyman KUŞ

Zengin Mutfağı adı film, “15/16 Haziran İşçi Kalkışmasını"(1) izleyen dönemde ırkçı-faşist örgütlenmelerin sermayeciler tarafından nasıl beslenip organize edildiğini, kimi resmi organlarca kollandığını, bir villanın mutfağı ve onun emektar aşçısı çevresinde ustalıkla anlatır.

PARA YERİNE KART Engin Erkiner

Almanya’da ilticacılara yönelik yeni bir uygulama başladı; nakit para verilmiyor, kendilerine verilen karttaki krediyi kullanarak alışveriş yapıyorlar. Nakit paranın karşılığı kartta bulunduğuna yani devletin ödemesinde azalma olmadığına göre, bu uygulamanın amacı nedir?

BUHRAN GÜNLERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI Menderes İnanç

Türkiye ekonomik olarak derin bir buhran yaşamaktadır. Çoklu krizlerin içerisinde yaşayan bir ülkenin siyasi partilerinin şuursuzca tavır ve davranışları, siyaset değil siyasetsizliktir! Toplumun % 50’si muhalif olduğu halde, siyaset kurumunun çıkar ilişkilerine dayanarak epey palazlandığı