GÖÇMENLER YENİ GÖÇMENLERİ NEDEN İSTEMEZLER? Engin Erkiner
GÖÇMENLER YENİ GÖÇMENLERİ NEDEN İSTEMEZLER?
Engin Erkiner
Eski göçmenlerin yaşadıkları ülkede yenileri istememesi dönemlere ve ülkelere göre değişir. 1960 ve 1970’li yıllarda Avrupa ülkelerine göçün tarihi eskimemişken göçmenler tanıdıklarını da yaşadıkları ülkeye getirmeye çalışırlardı.
Göç, sanılanın aksine, burjuvazinin yararınadır. Yeni göç yeni işçiler demektir ve işçi ücretlerinin düşürülmesine, en azından artmasının sınırlandırılmasına yardımcı olur.
1981’de Paris’te kağıtsız işçilerin oturma ve çalışma izni alması amacıyla açlık grevi yapılıyordu. Fransa’ya özellikle eski sömürgelerinden yoğun göç vardı.
Bu konuda iki ayrı sendikanın farklı görüşleri bulunuyordu.
Fransız Komünist Partisi’ne yakın CGT göçmen ve yerli işçilerin eşit haklara sahip olmasını ve yeni göçlerin engellenmesini istiyordu. Gerekçesi, yeni işçilerin ücretlerin baskı altında tutulmasına yardımcı olmasıydı,
Sosyalist Parti’ye yakın CFDT ise CGT’nin tutumunu ırkçılık olarak değerlendiriyor ve yeni göçmenlerin hızla oturma ve çalışma izni almasını savunuyordu.
CGT’nin tutumunun ırkçılıkla ilgisi yoktu. Gerçekten de yeni gelen göçmenler piyasaya işçi olarak girdiklerinde ücret artışlarını frenliyorlardı.
En az on yıldan beri yaşanılan eski göçmenlerin yeni göçmenleri istememesi durumu da buna benzemektedir. Farklı olan, eski göçmenlerin sendikalardan daha önce rekabetin baskısını hissetmesidir.
Yeni göçmenler genellikle kalifiye değildir. Zorunlu olarak ucuz işgücü piyasasına girmektedirler. Bu ise bu piyasada yıllardan beri bulunan eski göçmenler için daha zor iş bulmak ve daha düşük ücretle çalışmak zorunda kalmak demektir.
Eskiden kendi memleketlerinden gelenlerle sayılarının artmasına sevinen insanlar artık bunu istemiyorlar. Ekonominin içinde bulunduğu duruma göre yeni göçmenleri kapitalizm istemektedir.
Almanya 9 yıl kadar önce kısa sürede çoğunluğu Suriyeli yaklaşık bir milyon göçmen aldı. Almanya İşverenler Birliği Başkanı hükümeti eleştirenlere cevap vererek ülkenin ucuz işgücüne ihtiyacı olduğunu savundu. Yaklaşık bir milyon kişi önce Almanca kurslarına gönderildi ve kısa bir eğitimin ardından iş piyasasının değişik alanlarına sokuldu.
Almanya ekonomisi yaklaşık bir milyon kişiyi özellikle ucuz işgücünün gerekli olduğu alanlara yönlendirerek büyük oranda emebildi. Otobüs ve kamyon şoförleri, biletleri kontrol edenler, sayıları birdenbire artan güvenlik elemanları arasında Alman bulmak zordur. Birkaç yıldan beri ilticacılık temelindeki göç sınırlandırılmaya çalışılıyor çünkü iş piyasası doymuş durumdadır. Yeni insana ihtiyaç yoktur. Ek olarak Suriyelilerin aile birleşmesi de zorlaştırılıyor.
Son iki yılda Ukrayna’dan bir milyondan fazla insanın geldiğini, bunların iltica başvurusu yapmadan oturma ve çalışma izni aldığını ve iş piyasasına girmeye başladıklarını belirtmek gerekir. İş piyasasının kapasitesi zorlanıyor ve yeni gelen vasıfsız elemanlar istenmiyor. Vasıflı işgücünün göç etmesi için yasal olarak yeni kolaylıklar sağlanıyor ama bu insanların sayısı fazla değildir.
Ek olarak bu özellikteki kişiler genellikle İngilizce konuşulan ülkeleri tercih etmektedir. Göç zorlaştığı gibi göçmenler de yenileri istemiyorlar.