BÜYÜK MİTİNGLERDEN SOSYAL HAREKET ÇIKAR MI?

BÜYÜK MİTİNGLERDEN SOSYAL HAREKET ÇIKAR MI?

Almanya’da birkaç haftadır ırkçı parti Almanya İçin Alternatif’e (AfD) karşı büyük mitingler yapılıyor. Katılım en fazla Berlin’de 120 bin iken, diğer büyük kentlerde 50 binden aşağıya inmiyor. 

Bu gösterilerde önemli olan küçük kentlerde de gerçekleşmeleridir. Birkaç bin kişilik kalabalıklar çok sayıda küçük kentte AfD’yi protesto için bir araya geliyor. Gösterilerin uzun sürmesi ve daha önemlisi belirli merkezlerle sınırlı kalmaması, bunlardan sosyal bir hareket doğabilir mi, sorusunu akla getiriyor.


Sosyal bir hareketin oluşabilmesi için iki önemli ön şart gerekiyor: belirli bir program ve sürekliliği sağlayabilecek bir merkez.

Bu tür büyük hareketler tek istek temelinde şekillenir. Hareketi genişletmek için başka istekler de katılmaya çalışıldığında hareket küçülür ve dağılır.

Tek istek; ırkçılık karşıtı olmaktır.

Irkçılık da geniş tanımlanmak zorundadır. Kimine göre asıl ırkçılık Yahudi karşıtlığıyken, başkasına göre göçmen karşıtlığı olabilir. Böyle bir hareket üzerinde SPD ve Yeşiller’in belirgin ağırlığı bulunuyor. 

Sonuçta bunlar iktidardaki üç partili koalisyonun iki büyüğüdür (üçüncüsü FDP’dir). Mevcut seçim araştırmalarına göre en büyük parti CDU iken ardından AfD gelmektedir. Gösterilerin ardından AfD yaklaşık 4 puan kaybetmiştir. Her durumda yine ikinci büyük parti durumundadır. Oy oranı daha fazla düşebilir de yükselebilir de… Her durumda ırkçılık karşıtı gösteriler, “siz güçlü olabilirsiniz ama biz de güçlüyüz” mesajını açık olarak vermiştir.

Bu nedenle “Almanya’da yükselen faşizm tehlikesi” konulu yazıları anlamsız buluyorum. Yazarlar ezberlediklerini tekrarlıyorlar. Sanıyorlar ki Almanya’da durum yıllar öncesindeki gibidir, ırkçılık karşısında değişik görüşlerden oluşan güçlü bir cephe bulunmamaktadır.

Göçmenler değiştiler ve Almanya’yı da değiştirdiler. Çok sayıda göçmen vatandaş olarak göçmenlik statüsünden çıkmıştır. Göçmen kökenli Almandır (Deutsch mit Migrationshintergrund). En az üç kuşak öncesine kadar Alman olanlar ya da “saf Almanlar” için bulunmuş güzel bir deyim de vardır: Biodeutsch!


Gösterilere bakarak yaklaşık yirmi yıl öncesinin “göçmenlerin birliği” gibi anlamsız planlarına dönüş yapmamak gerekir. Göçmenler birlik olamaz, tersine sert rekabet içindedirler. Bırakalım farklı uluslardan göçmenlerin birliğini, sadece Türkler bile birlik olamazlar. Birlik ancak herkesi kapsayan genel bir talep çerçevesinde olabilir: ırkçılık karşıtlığı gibi…


AfD’ye karşı yapılan gösterilere katılanların büyük çoğunluğunu Almanlar oluşturuyor. Göçmenlerin –kim Alman kim değil ayırmak zor olsa da- katılımı daha azdır. Türkler ve Kürtler özelinde değerlendirme yapılacak olursa, Türklerin gerek örgütler gerekse de bireyler olarak katılımının daha görünür olduğu söylenebilir. Kürtlerin katılımı çok azdır.


Bizde çok konuşulur ama uygulanamaz: politika sokakta yapılır. AfD’ye karşı gösteriler sokakta yapılan politikanın güzel bir örneğidir.

Almanya gibi parlamentarizmin Türkiye ile karşılaştırılamayacak kadar gelişmiş olduğu ülkelerde bile sokak, meclisi, basını ve genel kamuoyunu etkilemektedir.

ÖNERİLEN İÇERİKLER

Yazar Postları

DİPTEN GELEN DALGA SAHİPSİZ KALMASIN Menderes İnanç

Türkiye yeni bir yol ayrımında. Uzun zamandır beceriksiz siyaset kurumunun algı operasyonları ile baskı altına alarak yönetilen ve iktidarın algı operasyonlarının etkisinde olan toplum kesimleri, güvenlikçi politikalar ve yoksulluğun tavan yapması ile birlikte bir çok olumsuzluğu fark etmiş

AKREP GİBİSİNİN KARDEŞİM ALİ RIZA GELİRLİ YAZDI

Savaşın ticari dayanaklarını sorguluyorsun; ahlaki dayanaklarından habersizsin kardeşim. Sana kardeşim diyorum, zira, aynı canlı varlığın üyesiyiz; başka bir sıfat bulamıyorum. Düşünmüyorsun savaşın yolları neden bu kadar kalabalık, barışın yollanır niçin bu kadar tenha diye.

YENİ GÖÇMENLER YENİ İŞLER Engin Erkiner

Yapay zekanın emekçilerin çalışma alanlarını yok edeceğini savunanlar kapitalizmin yeni iş üretme özelliğini unutuyorlar. Bazı işlerin alanı daralırken, eskiden düşünülmeyen yeni iş alanları ortaya çıkabilir. Bunların büyük bölümü düşük ücretli işçiler içindir ve özellikle göçmenler tarafından

ÇİFT SÜRGÜNLÜK ÇEŞİTLERİ Engin Erkiner

Çift sürgünlük, aynı ülkeye ya da farklı ülkelere olmak üzere iki çeşittir.Isabelle Allende Ein weiter Feld adlı romanında İspanya iç savaşındacumhuriyetçilerin saflarında yer alan, yenilgi üzerine Pirene dağlarını geçerek Fransa’ya gelen bir kadın ve erkeği anlatır.

YENİ İLTİCA YASASI Engin Erkiner

Avrupa Parlamentosu iltica başvurularıyla ilgili yeni kısıtlamalar içeren bir yasayı kabul etti. Bu yasa Avrupa Komisyonu’nda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB çapındaki bu yasaya üye her ülkenin de ulusal yasaları içinde yer vermesi gerekiyor.

ZENGİN MUTFAĞI’NDAN EYLÜL FIRTINASI’NA Süleyman KUŞ

Zengin Mutfağı adı film, “15/16 Haziran İşçi Kalkışmasını"(1) izleyen dönemde ırkçı-faşist örgütlenmelerin sermayeciler tarafından nasıl beslenip organize edildiğini, kimi resmi organlarca kollandığını, bir villanın mutfağı ve onun emektar aşçısı çevresinde ustalıkla anlatır.

PARA YERİNE KART Engin Erkiner

Almanya’da ilticacılara yönelik yeni bir uygulama başladı; nakit para verilmiyor, kendilerine verilen karttaki krediyi kullanarak alışveriş yapıyorlar. Nakit paranın karşılığı kartta bulunduğuna yani devletin ödemesinde azalma olmadığına göre, bu uygulamanın amacı nedir?

BUHRAN GÜNLERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI Menderes İnanç

Türkiye ekonomik olarak derin bir buhran yaşamaktadır. Çoklu krizlerin içerisinde yaşayan bir ülkenin siyasi partilerinin şuursuzca tavır ve davranışları, siyaset değil siyasetsizliktir! Toplumun % 50’si muhalif olduğu halde, siyaset kurumunun çıkar ilişkilerine dayanarak epey palazlandığı