DARBELER ÜLKESİ TÜRKİYE VE GÖÇ Menderes İnanç

DARBELER ÜLKESİ TÜRKİYE VE GÖÇ Menderes İnanç

 19. yy başında kurulan Türkiye Cumhuriyeti,  yüz yılını geride bırakırken bir türlü değişim evresini tamamlayamadı. Ne tam Ortadoğulu ne de ilerici bir batılı devlet olmayı başardı. 

Demokratik bir devletin olmazsa olmazları olan sivil toplum örgütleri ve sendikaları hep kendine “tehlike” gördü! 

Sistem;  sürekli kendine bağlı alternatif sendikaları yaratmaya çalıştı, daha bağımsız ve özgün olan sivil toplum örgütleri sürekli “dış güçlerle" ilişkilendirerek ülke ve toplum karşıtı gösterdi.  

Toplumu bunun üzerinde kutuplaştırarak algı operasyonları ile yönetti. 1960 -1971-1980- darbeleri ile sürekli gerileme yaşayan sistem son olarak 28 Şubat 1998 post modern darbe ile zirve yaptı, her bir darbe, ülkede ciddi göç alımlarını beraberinde  getirdi. 

 1970’lı yılların sonlarına doğru Çorum ve Maraş gibi illerde sağ sol bahane edilerek Alevi inancına mensup insanlara yönelik yapılan katliamlarla, bir tarafta korku ve tehdit iklimi yaratılırken;  diğer taraftan göç  akınına  göz yumularak kaçak yolların önünü açtı! 

Bu süreçte Maraş merkezi, Elbistan Pazarcık Narlı Göksu gibi ilçelerde  yaşayan Alevilerin  büyük bir kesimi kendi topraklarını terk etmek zorunda bırakılarak adeta bir demografik değişim zorlandı. 

Bu verimli toprakların sahipleri Avrupa ülkelerinde uzun süre göçmen olarak derin acılar ve travmalar geçirdiler. Bu terki diyar olanların hikayeleri  halen yeterince yazılmadı ve tartışılmadı!  Sebep ve sonuçları açığa çıkarılmadı. 

Günümüze kadar devam eden bu göç akını hala devam etmektedir, bu sinsi projenin devamı 1990 lı yıllarda 4500 Kürt köyünün “terör" bahanesiyle yakılması yeni travmatik bir hikaye daha oluşturdu! 

Yine aynı yöntemlerle insan kaçakçılarına büyük rant kazanırken Kürt göçmenleri yer yer Akdeniz'in derin sularında boğuldu; zor bela  canını kurtaranlar Avrupa ülkelerini mekan seçtiler. 

Tüm bu göç akınları yaşanırken Avrupa devletleri sessiz izleyici olmayı tercih etiler. 

Bu gün Afrika Ortadoğu ve Asya göçü konuşulurken, gerek geçmiş yıllarda  gerek günümüzde yaşanan bu göçlerde Avrupa devletlerinin yürütüğü siyasetin payı hala açığa çıkarılmış ve tartışılmış değildir. 

Güncel olarak iki kutuplu Türkiye'de itaatçilar ve itirazcılar olarak iki kutuplu bir toplum olan Türkiye’nin durumu yeni göçlere gebedir. İtaat edenlere rant ve mükâfat itiraz edenlere baskı zulüm ve göç yollarının gösterildiği günleri yaşıyoruz. Yine bu politikaya Avrupa devletleri ortaktır. Zira Türkiye AB ye aday bir ülke.

 Bir çok uluslararası sözleşmede imzası olan bir ülke,  Avrupa birliği fonlarından bir çok destekleme fonu almaktadır. 

AHİM, AB, APM, gibi bir çok platformda şu veya bu şekilde katılımcı bir ülke! 

Sonuç olarak Avrupa göç akını  için feryat ederken dönüp kendi politikalarına bakması gerekiyor. 

Demokratik devletler düzenini var eden, toplumsal kesimleri değiştirip dönüştüren,   güçlü sivil toplum örgütleridir; bu da sendikal sınıfsal bilinçle mümkündür… Gerçek anlamda sendikal ve sınıf bilinci olmadığı sürece Kürt Halkının ulusal taleplerine sağlıklı bir yaklaşım olmaz. 

28 şubat 2024 

Menderes İNANÇ

ÖNERİLEN İÇERİKLER

Yazar Postları

ÇİFT SÜRGÜNLÜK ÇEŞİTLERİ Engin Erkiner

Çift sürgünlük, aynı ülkeye ya da farklı ülkelere olmak üzere iki çeşittir.Isabelle Allende Ein weiter Feld adlı romanında İspanya iç savaşındacumhuriyetçilerin saflarında yer alan, yenilgi üzerine Pirene dağlarını geçerek Fransa’ya gelen bir kadın ve erkeği anlatır.

YENİ İLTİCA YASASI Engin Erkiner

Avrupa Parlamentosu iltica başvurularıyla ilgili yeni kısıtlamalar içeren bir yasayı kabul etti. Bu yasa Avrupa Komisyonu’nda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB çapındaki bu yasaya üye her ülkenin de ulusal yasaları içinde yer vermesi gerekiyor.

ZENGİN MUTFAĞI’NDAN EYLÜL FIRTINASI’NA Süleyman KUŞ

Zengin Mutfağı adı film, “15/16 Haziran İşçi Kalkışmasını"(1) izleyen dönemde ırkçı-faşist örgütlenmelerin sermayeciler tarafından nasıl beslenip organize edildiğini, kimi resmi organlarca kollandığını, bir villanın mutfağı ve onun emektar aşçısı çevresinde ustalıkla anlatır.

PARA YERİNE KART Engin Erkiner

Almanya’da ilticacılara yönelik yeni bir uygulama başladı; nakit para verilmiyor, kendilerine verilen karttaki krediyi kullanarak alışveriş yapıyorlar. Nakit paranın karşılığı kartta bulunduğuna yani devletin ödemesinde azalma olmadığına göre, bu uygulamanın amacı nedir?

BUHRAN GÜNLERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI Menderes İnanç

Türkiye ekonomik olarak derin bir buhran yaşamaktadır. Çoklu krizlerin içerisinde yaşayan bir ülkenin siyasi partilerinin şuursuzca tavır ve davranışları, siyaset değil siyasetsizliktir! Toplumun % 50’si muhalif olduğu halde, siyaset kurumunun çıkar ilişkilerine dayanarak epey palazlandığı

GÖÇMEN TOPLUMU NASIL DEĞİŞTİRİR? (2) Engin Erkiner

Almanya’da “kayıp kuşak” olarak da adlandırılan ikinci kuşak çoğunluk toplumunun değişmesinde önemli rol oynadı. Birinci kuşak Alman toplumunun kenarında yaşıyordu denilebilir. Türk mahalleleri ve buralarda berberler, bakkallar, seyahat acenteleri, kısacası yaşamak için gerekli herşey ,

ALMANYA’DA YENİ PARTİ: DAVA Engin Erkiner

Almanya’da uzun adındaki kelimelerin baş harflerinin birleştirilmesiyle DAVA adlı bir parti kuruldu ve basında “Erdoğan partisi” olarak adlandırıldı. Parti, bu iddiayı doğal olarak kabul etmedi. Bu girişimin tarihi vardır, yaklaşık 25-30 yıldan beri Ankara partileri kurulur ve kapanır;