AVRUPA DEĞERLERİNİ TERK Mİ EDİYOR? Menderes İnanç
AVRUPA DEĞERLERİNİ TERK Mİ EDİYOR?
1789 Fransız Devrimi bir Rönesans olduğuna dair genel olarak kabul görülmüş ve tarih sayfalarında yerini almıştır.
Elbette Fransız devrimcilerinin bu konuda tarihsel olarak rolleri yadsınamaz. Bu direniş kültürü üzerinde yükselen mücadele dünyanın birçok yerine hem örnek oldu hem de sirayet etti. Orta çağ karanlığında çok acı çeken Avrupa halkları sürekli bir arayış içinde oldular. İşçi örgütlenmeleri ve sendikal kültürün bu kadar gelişkin olması verilen bedel çekilen acıların bir sonucudur bu konuda büyük katkısı olduğu tartışmasızdır.
Avrupalılar 1939 ve 1945 ikinci Dünya savaşı ile yeni bir boğazlaşma ve buhran sürecinin içinde buldular kendilerini. Bu kanlı ve acı dolu savaşta çıkan Avrupalılar,
Adeta bir musibetten bir nasihat çıkaralım der gibi; yeni bir tartışmalı sürece girmeleri bu günkü çekim merkezi olan Avrupa’yı var etmiş oldular. Ancak bitmeyen Emperyal emeller Avrupa sahasını Asya ve orta doğu için yeni bir göç merkezi olmasına sebep olduğu aşikardır, Bu göç akımı yeni bir felaketin habercisi gibi görünmektedir? Zira insanoğlu varoluşsal olarak sürekli güvenli yaşam alanları tercih etmesi aklı fikri ve mecburi bir ihtiyaçtır.
Emperyalist anlayışın dünya insanlığına bakış açısı ve ürettiği siyaset anlayışı, bencil yaklaşımın sonucu, her daim yeni felaketlere davetiye çıkarmaktadır. Oysa tüm Dünya gezegeni tüm insanlık ailesi için güvenli ve yaşana bilir olması insanlık alleminin ortak çıkarı olsa gerek.
Bu gün Fransız Köylü sendikalarının yüz bin traktörle Paris’i kuşatmaları hemen ardında Belçika çiftçi sendikalarının harekete geçmeleri yabana atmamak gerekiyor.
Avrupa’ya Göç akını yeniden Avrupa Sağının güçlenmesinin altındaki gerçek Avrupa Kıtasına akın eden göçten kaynaklıdır.
Aşırı kar hırsı Avrupa’daki devasa şirketlerin gözlerini karartmış durumda. Burada gerek Asya kıtasındaki insanlar ve gerekse Afrika ve Ortadoğu’daki insanların günümüzde anlık iletişim araçları ile bunu görmeleri, daha lüks daha elit yaşama olan ilgilerinden kaynaklı olduğu bir gerçekliktir. böylesi bir göç dalgasını da beraberinde getirmektedir.
Akdeniz’in derin suları binlerce göçmene mezar olmasına rağmen hiçbir güç bu göç akının durdurmamaktadır.
ABD Meksika sınır boylarında duvarlar örmesi çelik tellerin çekilmesi fayda etmiyor. Burada dünyaya yön veren G 8 ler hala ne kadar kar elde edeceğiz hesapları peşindeler. Oysa adil bir paylaşım olsa Dünya Dünyalılara yeter de artar bile. Avrupa Devletlerinin hesaplamadıkları bir başka nokta ise. Sosyolojik ve Demografik değişimdir. Bundan elli sene sonra Afrikalılar Asyalılar ve Ortadoğulular Avrupalı olmuş olacaklar.
Sonuç olarak dünyaya yön veren aklı eveler bilmeliler ki, mevcut dünya siyasetinin tutarsızlığı tüm insanlık allemi için derin bir çıkmaza dönüşmüş durumda. Bu kadar bencil ve kar hırslı olacaklarına daha Adil ve paylaşımcı bir dünya düzeni nasıl kurulur? olsa idi! tarih onları lanetlik olarak yazmamış olacaktı.
31 01 2024
Menderes İNANÇ