ALMANYA’DA YEŞİL SERMAYE Engin Erkiner

ALMANYA’DA YEŞİL SERMAYE

Almanya’da 1990’lı yıllarda İhlas Holding adını taşıyan yeşil sermaye aracılığıyla ne kadar para toplandığı, kaç kişinin parasını geri alamadığı bilinmiyor. Almanya’da yaşayan aileleriyle birlikte her dört kişiden birisinin toplam en az 200 milyon DM kaptırdığı tahmin ediliyor.

Rakam yukarıya doğru düzeltilebilir. Bu belirsizliğin nedeni, Merkez Bankası olayının aksine, resmi yolun hiç kullanılmamış olmasıdır. Bazı durumlarda paranın alındığı konusunda belge de bulunmamaktadır. Çok sayıda kişinin utanması nedeniyle durumunu gizlemesi de dikkate alınmalıdır. İnsanlar kolay kandırılmıştır.

Yeşil Sermaye’nin iki önemli farklı yanı vardır.

Birincisi; müminlik doğrudan kullanılmıştır. İnsanların dini inançlarına doğrudan hitap edilmiştir. Başka dolandırıcılık örneklerinde bu yoktur.

İkincisi; Merkez Bankası örneğindeki gibi para aracılar vasıtasıyla ülkeye gönderilmemiş, paranın olduğu yere gidilmiş, para yerinde toplanmıştır.

Hedef özellikle birinci kuşaktır. Bu kuşak öncelikle para biriktirmek için Almanya’ya gelmiş, çalışmış ve biriktirmiştir.

Çalışma alanı camilerdir. Dini inançları güçlü insanların kolayca bulunabileceği yer burasıdır. Cami imamları da komisyon almış olsalar gerektir. İhlas Holding’in para toplayan elemanları namaz kılıyorlardı, dua biliyorlardı, yatırılacak paraya faiz haram olduğu için yüksek “kazanç payı” veriyorlardı.

Müminlerin kendileri gibi mümin olanlara güvenmesi zor olmadı. 50 bin DM kaptıran bir kişi, “Birlikte namaz kıldık, ona güvendim” diyecekti. Verdiği para karşılığında makbuz almamıştı, alsaydı işe yarayacağı da kuşkuludur.

İhlas Holding’e para yatıran bazı kişiler ise sözleşme yapılmasını isterler. Sözleşme yapılır ama ne yazıldığına dikkat etmezler. Para yatıran kişi firmanın kazancına ve zararına ortak olmaktadır. Firma iflas edince parası da gitmektedir.

Almanya’dan Türkiye’deki hileli iflası araştırmak da zor iştir.

Yüksek miktarda para kaptıranların bir bölümü firmanın Konya’daki merkezine gidip paralarını istediler ve firmanın adamlarından dayak yediler.  Hükümete dilekçeler verildi, bakanlarla görüşüldü ama sonuç alınamadı.

AKP öncesi hükümet döneminde yaşanan bu büyük dolandırıcılıkla ilgili olarak Türkiye’de soruşturma açılmadı, AKP de olayın üstüne gitmedi.

Yeşil Sermaye olarak bilinen büyük dolandırıcılık dindarlıkla kolay yoldan para kazanmak arasındaki ilişkiyi gösterir. Sonraki yıllarda bu ilişki daha açık olarak görülecektir.

Yeşil Sermaye’nin ardından Deniz Feneri adıyla muhtaçlara yardım gerekçesiyle para toplanacak ama Almanya maliyesinin denetimine takılacaktı. Sonraki yıllarda benzeri büyük dolandırıcılık olayları yaşanmadı.

Birinci kuşak yüksek miktarda para kaybetmişti, Almanya’da büyüyen ikinci kuşağın çok parası olmadığı gibi kandırılmaları da daha zordu.

ÖNERİLEN İÇERİKLER

Yazar Postları

DİPTEN GELEN DALGA SAHİPSİZ KALMASIN Menderes İnanç

Türkiye yeni bir yol ayrımında. Uzun zamandır beceriksiz siyaset kurumunun algı operasyonları ile baskı altına alarak yönetilen ve iktidarın algı operasyonlarının etkisinde olan toplum kesimleri, güvenlikçi politikalar ve yoksulluğun tavan yapması ile birlikte bir çok olumsuzluğu fark etmiş

AKREP GİBİSİNİN KARDEŞİM ALİ RIZA GELİRLİ YAZDI

Savaşın ticari dayanaklarını sorguluyorsun; ahlaki dayanaklarından habersizsin kardeşim. Sana kardeşim diyorum, zira, aynı canlı varlığın üyesiyiz; başka bir sıfat bulamıyorum. Düşünmüyorsun savaşın yolları neden bu kadar kalabalık, barışın yollanır niçin bu kadar tenha diye.

YENİ GÖÇMENLER YENİ İŞLER Engin Erkiner

Yapay zekanın emekçilerin çalışma alanlarını yok edeceğini savunanlar kapitalizmin yeni iş üretme özelliğini unutuyorlar. Bazı işlerin alanı daralırken, eskiden düşünülmeyen yeni iş alanları ortaya çıkabilir. Bunların büyük bölümü düşük ücretli işçiler içindir ve özellikle göçmenler tarafından

ÇİFT SÜRGÜNLÜK ÇEŞİTLERİ Engin Erkiner

Çift sürgünlük, aynı ülkeye ya da farklı ülkelere olmak üzere iki çeşittir.Isabelle Allende Ein weiter Feld adlı romanında İspanya iç savaşındacumhuriyetçilerin saflarında yer alan, yenilgi üzerine Pirene dağlarını geçerek Fransa’ya gelen bir kadın ve erkeği anlatır.

YENİ İLTİCA YASASI Engin Erkiner

Avrupa Parlamentosu iltica başvurularıyla ilgili yeni kısıtlamalar içeren bir yasayı kabul etti. Bu yasa Avrupa Komisyonu’nda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB çapındaki bu yasaya üye her ülkenin de ulusal yasaları içinde yer vermesi gerekiyor.

ZENGİN MUTFAĞI’NDAN EYLÜL FIRTINASI’NA Süleyman KUŞ

Zengin Mutfağı adı film, “15/16 Haziran İşçi Kalkışmasını"(1) izleyen dönemde ırkçı-faşist örgütlenmelerin sermayeciler tarafından nasıl beslenip organize edildiğini, kimi resmi organlarca kollandığını, bir villanın mutfağı ve onun emektar aşçısı çevresinde ustalıkla anlatır.

PARA YERİNE KART Engin Erkiner

Almanya’da ilticacılara yönelik yeni bir uygulama başladı; nakit para verilmiyor, kendilerine verilen karttaki krediyi kullanarak alışveriş yapıyorlar. Nakit paranın karşılığı kartta bulunduğuna yani devletin ödemesinde azalma olmadığına göre, bu uygulamanın amacı nedir?

BUHRAN GÜNLERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI Menderes İnanç

Türkiye ekonomik olarak derin bir buhran yaşamaktadır. Çoklu krizlerin içerisinde yaşayan bir ülkenin siyasi partilerinin şuursuzca tavır ve davranışları, siyaset değil siyasetsizliktir! Toplumun % 50’si muhalif olduğu halde, siyaset kurumunun çıkar ilişkilerine dayanarak epey palazlandığı