YERLEŞİKLER VE İLTİCACILAR Engin Erkiner
YERLEŞİKLER VE İLTİCACILAR
Burada yerleşiklerle kastedilen, Avrupa ülkelerinde, özellikle Almanya’da yıllardan beri çalışan ve yaşayan göçmenlerdir. 1980’li yıllarda özellikle Almanya, Fransa ve Hollanda’da 12 Eylül rejimini protesto edenler arasında, sanıldığının aksine, ilticacılar azınlıktadır. Çoğunlukta olan bu ülkelerde yıllardır yaşayan ve çalışan göçmen işçilerdir ya da dönemin deyimiyle yabancılardır.
İnsanlar yakın geçmişi bile çabuk unutuyorlar ya da araştırmak gereğini duymadan akla yakın gibi görünen belirlemelere inanıyorlar. Avrupa ülkelerine politik göç 1980’den önce başladı ama özellikle 1980-1985 arasında yoğunlaştı. Kaç kişinin geldiği yaklaşık olarak bile bilinmiyor. Avrupa ülkelerine gelerek iltica başvurusunda bulunanlar burada yurttaşları bir kitleyle karşılaştılar. Değişik politik örgütler yıllardan beri bu kitle içinde çalışma yapıyordu. Sadece Batı Almanya’da aileleriyle birlikte yaklaşık iki milyon kişi yaşıyordu. Avrupa ülkelerindeki Türkiyeli kitlenin yaklaşık üçte ikisi bu ülkede bulunuyordu.
1982’de Frankfurt’ta yapılan merkezi 12 Eylül’ü protesto yürüyüşüne yaklaşık 30 bin kişi katıldı. Aralarında Almanlar da vardı. Kimler Türkiye Cumhuriyeti (TC) pasaportu taşıyordu, kimler ilticacıydı, saymak mümkün olmamakla birlikte TC pasaportluların çoğunluğu oluşturduğu söylenebilir.
Paris’te benim de katıldığım 1 Mayıs 1982’deki yürüyüşte toplam Türkiyeli kitle kabaca 1000 kişi idiyse, ilticacıların sayısı en fazla 10 kişiydi. Kalanı TC pasaportlu işçilerdi.
12 Eylül yönetimi bu kitlenin protestolara katılmasını engellemek için pasaportlara el koyma ve vatandaşlıktan çıkarma yöntemlerine başvurdu. TC pasaportu taşıyan politik olarak aktif kişiler herhangi bir işleri nedeniyle konsolosluklara gittiklerinde pasaportlarına el konuluyordu. Bu durum özellikle Almanya’da sorun yaratıyordu çünkü oturma ve çalışma izni pasaport sayfasındaki mühürde bulunduğu için, pasaporta el konulması, bunların da kaybedilmesi anlamına geliyordu.
Almanya’da anti faşistler basın ve değişik kuruluşlar aracılığıyla bu uygulamayı yıllarca teşhir ettiler. Alman polisi pasaportlarına el konulan insanlara geçici kimlik veriyordu.
1983 yılı 12 Eylül’ü protesto mitingi Duisburg’da yapıldı. Türkçe bildiriyi ben, Kürtçesini KOMKAR’dan Sertaç Bucak okudu. İkimiz de kısa süre sonra TC vatandaşlığından çıkarılacaktık.
Uygulama şöyle işliyordu: Hürriyet gazetesinde isim listesi yayınlanıyor ve ilgili kişilerin Türkiye’ye dönerek teslim olması isteniyordu. Kimse bunu yapmıyordu ve birkaç ay sonra vatandaşlıktan çıkarılıyordu.
Vatandaşlıktan çıkarılanların büyük bölümü 1990 sonrasındaki Demirel iktidarı döneminde vatandaşlığa geri alınacak, bunun için başvuru yapmaları da istenmeyecekti.
12 Eylül rejimi Avrupa ülkelerindeki ilticacıları en fazla vatandaşlıktan atabilir, bazılarını İnterpol’e verip geçici olarak tutuklanmalarını sağlayabilirdi. TC pasaportlular içinse, özellikle Almanya’da önemli sıkıntı yaratabiliyordu.
Bu insanların o dönem yaptıklarının hakkını vermek gerekir.