AZ GELİŞMİŞ BİR ÜLKENiN AZ GELİŞMİŞ SİYASETÇİLERi

AZ GELİŞMİŞ BİR ÜLKENIN AZ GELİŞMİŞ SİYASETÇİLERI


Türkiye'nin savaşa değil seçime gittiği bu günlerde estirilen havaya bakılırsa, ülkenin sanki " savaşa” gidiyor gibi bir algı operasyonu ile yönetilmesi ve hala toplumun bir kesiminde bunun karşılık buluyor olması, tam da Türkiye’nin toplumsal gerçekliğini ortaya koyuyor.

1950’den bu yana on binlerce sol, sosyalist, devrimcinin yaşamına mal olan, değişim mücadelesi karşısında direnen gerici anlayış değişmemekte ısrar ederken, az gelişmiş  bir toplumsal gerçeklikle  bir kez daha karşı karşıya kalmış durumdayız. Az gelişmiş bir ülkenin sağcıları, solcuları, işçileriyiz bizler.

Bu yetmezmiş gibi daha az gelişmiş siyasi tüccarların elinde biçare kalmış seksen dört milyonluk bir toplumun fertleri olan bizlerin durumu  içler acısıdır.  Bir tarafta değişimden yana olanların mücadelesi, diğer taraftan değişime direnen müesses nizamın ve gericiliğin savunucuları olanlara karşı verilen amansız bir mücadele var. Oldukça ölçüsüz ve dengesiz bir mücadele bu.

Değişimden yana olanların yegane silahı demokrasiye inanmak ve  hukukun üstünlüğünü esas alarak ve hukuka  inanarak verilen mücadele yöntemidir. Bunun  karşısındakiler, hukuku rafa kaldırmış, şirazesinden kaymış balans ayarı bozulmuş akla gelebilecek her tür  yalanı iftirayı karalamayı kendine meslek edinmiş bu yaptıklarını siyaset argümanı bilerek saldırıya geçmişlerdir. Burada ceberrut bir iktidardan bahsediyoruz! 

Tüm devletin imkan ve olanaklarını ele  geçirmiş eşitsiz ve ölçüsüz bir şekilde bu imkanları  muhalefete karşı kullanan bir iktidarın hakim olduğu bu ülkede eşit ve demokratik bir seçimden bahsetmek oldukça zordur. Normalde böylesi dengesiz ve kuralsız seçimlerde uluslararası gözlemcilere ihtiyaç var! ancak Kemalistlerin burada riyakarlık yaparak bunu kompleks yapmaları oldukça dikkat çekicidir!  Sanki tam demokratik bir ülkede yaşıyoruz, sanki hukukun esas alındığı bir ülkenin seçimidir gibidir davranıyor olmaları dikkatlerden kaçmıyor!

Diğer taraftan Seçime bir hafta kala kendilerini solda ya da sosyal demokrat bir çizgide görenlere elbette çağrımız olacaktır. Dünya mücadele örneklerinden yola çıkarak sitem etme hakkımız var diye düşünüyorum.

Aydınlık ve karanlık mücadelelerinde asgari müştereklerde bir araya gelmek ve birlikte söz ve eylem birliği yaparak başarıyı esas almak devrimci ve ilerici bir düşüncedir, olmazsa olmazdır. Günümüzde Yeşil Sol Parti  merkezli verilen seçim mücadelesinin, geleceğe yönelik önemli bir birliktelik için hem bir fırsat hem de yeni bir mücadele zemini olduğunu önemsemek tarihi bir sorumluluktur diye düşünüyorum. Elbette bu bir seçimdir, devrim değildir! 

Ancak seçimi doğru tarzda yapmak geleceğe yönelik önemli bir zemine dönüştürmek ilerici ve devrimci bir düşüncedir diye düşünüyorum. 

07 05 2023 Menderes İNANÇ

ÖNERİLEN İÇERİKLER

Yazar Postları

DİPTEN GELEN DALGA SAHİPSİZ KALMASIN Menderes İnanç

Türkiye yeni bir yol ayrımında. Uzun zamandır beceriksiz siyaset kurumunun algı operasyonları ile baskı altına alarak yönetilen ve iktidarın algı operasyonlarının etkisinde olan toplum kesimleri, güvenlikçi politikalar ve yoksulluğun tavan yapması ile birlikte bir çok olumsuzluğu fark etmiş

AKREP GİBİSİNİN KARDEŞİM ALİ RIZA GELİRLİ YAZDI

Savaşın ticari dayanaklarını sorguluyorsun; ahlaki dayanaklarından habersizsin kardeşim. Sana kardeşim diyorum, zira, aynı canlı varlığın üyesiyiz; başka bir sıfat bulamıyorum. Düşünmüyorsun savaşın yolları neden bu kadar kalabalık, barışın yollanır niçin bu kadar tenha diye.

YENİ GÖÇMENLER YENİ İŞLER Engin Erkiner

Yapay zekanın emekçilerin çalışma alanlarını yok edeceğini savunanlar kapitalizmin yeni iş üretme özelliğini unutuyorlar. Bazı işlerin alanı daralırken, eskiden düşünülmeyen yeni iş alanları ortaya çıkabilir. Bunların büyük bölümü düşük ücretli işçiler içindir ve özellikle göçmenler tarafından

ÇİFT SÜRGÜNLÜK ÇEŞİTLERİ Engin Erkiner

Çift sürgünlük, aynı ülkeye ya da farklı ülkelere olmak üzere iki çeşittir.Isabelle Allende Ein weiter Feld adlı romanında İspanya iç savaşındacumhuriyetçilerin saflarında yer alan, yenilgi üzerine Pirene dağlarını geçerek Fransa’ya gelen bir kadın ve erkeği anlatır.

YENİ İLTİCA YASASI Engin Erkiner

Avrupa Parlamentosu iltica başvurularıyla ilgili yeni kısıtlamalar içeren bir yasayı kabul etti. Bu yasa Avrupa Komisyonu’nda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB çapındaki bu yasaya üye her ülkenin de ulusal yasaları içinde yer vermesi gerekiyor.

ZENGİN MUTFAĞI’NDAN EYLÜL FIRTINASI’NA Süleyman KUŞ

Zengin Mutfağı adı film, “15/16 Haziran İşçi Kalkışmasını"(1) izleyen dönemde ırkçı-faşist örgütlenmelerin sermayeciler tarafından nasıl beslenip organize edildiğini, kimi resmi organlarca kollandığını, bir villanın mutfağı ve onun emektar aşçısı çevresinde ustalıkla anlatır.

PARA YERİNE KART Engin Erkiner

Almanya’da ilticacılara yönelik yeni bir uygulama başladı; nakit para verilmiyor, kendilerine verilen karttaki krediyi kullanarak alışveriş yapıyorlar. Nakit paranın karşılığı kartta bulunduğuna yani devletin ödemesinde azalma olmadığına göre, bu uygulamanın amacı nedir?

BUHRAN GÜNLERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI Menderes İnanç

Türkiye ekonomik olarak derin bir buhran yaşamaktadır. Çoklu krizlerin içerisinde yaşayan bir ülkenin siyasi partilerinin şuursuzca tavır ve davranışları, siyaset değil siyasetsizliktir! Toplumun % 50’si muhalif olduğu halde, siyaset kurumunun çıkar ilişkilerine dayanarak epey palazlandığı