BARIŞ EVRENSEL OLDUĞU KADAR BİR KÜLTÜRDÜR!

BARIŞ EVRENSEL OLDUĞU KADAR BİR KÜLTÜRDÜR!


Yüz yılı geride bırakan Türkiye;  Bir eylül dünya Barış gününden bir gün önce şaşalı bir 30 ağustos zafer bayramını kutlayarak geçirdi.  Oysa bu otuz ağustosun yüz yıl önce  halklara nasıl bedeller ödettirdiği bu ülkenin çocuklarına hiçbir zaman doğru anlatılmadı. Kürtler ve Alevi Kürtler başta olmak üzere  bir çok diğer halklara nasıl bedeller ödetildiği bu ülkenin okullarında bu ülkenin çocuklarına hiçbir zaman anlatılmadı. 


Barış kavramı bu ülkenin yöneticilerinin adeta korkulu rüyası oldu. Zira barış ayni zamanda kendisi ve kirli geçmişi ile yüzleşmektir. 


Avrupa tarihine geçen orta çağ karanlığı, Avrupalılara çok ağır bir bedel ödettirdiği; bu acımasız süreci  tarihi okuyanlarca bilinir. 1939- 1945 yılı arasında yaşanan  ikinci dünya savaşı bunun nirengi noktası oldu. Avrupalılar orta çağ karanlığını yırtarak, kap karanlık bir dönemi aşmış oldular. Bunun yerine sosyal adalet emeğe dayalı hukukun üstün olduğu devletleri inşaa etiler. 


Ortadoğu devletleri ve Ortadoğu’daki toplumlar maalesef günümüzde yani; bu çağda derin bir çağ karanlığının içinde birbirilerini boğazlamaya devam ediyorlar. Hele ki günümüz dünyasında iletişimin bu kadar kolaylaştığı, dijital dünyanın bu kadar geliştiği, başka gezegenlerde yaşamın arandığı bir dünyada, hala kap karanlık bir çağı; yaşıyor olmaları vahim bir durumdur. 

1500 yıllık İslam dinini kendilerine araç yapan Muaviyeci zihniyet, Arap Kültür emperyalizminin  yaygınlaşarak kendi varlığını sürdürmesi; aydınlanmanın önünde büyük bir engel olduğu hepimizce malumdur. Gelin görün ki bu çağ dışı muaviyeci anlayış en çok ülkemizi soyup soğana çeviren siyasi aktörlerin işine geliyor. 


 Toplum içerisinde birkaç ucuz propagandacıyı yanına alarak, kitleleri peşlerinde sürüklemekten pek maharetlidirler. 


Türkiye de çürümüş siyaset anlayışının, bu çarpık Arap emperyalist zihniyetini  referans alarak  kendini, var etiği ve beslendiği, topluma anlatılmadığı ve teşhir edilmediği sürece bu hali ile devam edecek. her geçen gün toplumsal kesimlerin işçilerin emekçilerin emeğini sömürerek kendi varlığını devam ettirmesi yeniden ele alarak tartışılmanın zamanıdır. Son yüz yılda yüz bine yakın sosyalistin devrimcinin yaşamına mal olduğu gerçeği orta yerde dururken. Ezilenlerin hala birbirilerinin seslerini duymuyor olmaları, ciddi bir handikaptır. 


Günümüzde büyük göç dalgalarının yaşanması, bunun sebep ve sonuçlarını tahlil edecek olan yine sosyalistlerdir, bilimsel sosyalist anlayışa sahip olan aydınlar ilericiler yeni tezler üreterek günümüze uygun argümanlarla  halka sunmaları önemli bir görevdir. Avrupa’nın göç için çekim merkezi olmasını iyi araştırmak lazım. Bu gün Türkiye de üç yüz eli tarikatın siyaset kurumu tarafında beslendiği bilinmesi gereken bir gerçeklik var ortada. 

Sonuç olarak Orta Doğunun içinde bulunduğu günümüzün kapkara bir çağ karanlığıdır. Bu karanlığı aydınlatacak olanda ilerici aydınlardır. 

02 09 2023 Menderes İNANÇ


ÖNERİLEN İÇERİKLER

Yazar Postları

DİPTEN GELEN DALGA SAHİPSİZ KALMASIN Menderes İnanç

Türkiye yeni bir yol ayrımında. Uzun zamandır beceriksiz siyaset kurumunun algı operasyonları ile baskı altına alarak yönetilen ve iktidarın algı operasyonlarının etkisinde olan toplum kesimleri, güvenlikçi politikalar ve yoksulluğun tavan yapması ile birlikte bir çok olumsuzluğu fark etmiş

AKREP GİBİSİNİN KARDEŞİM ALİ RIZA GELİRLİ YAZDI

Savaşın ticari dayanaklarını sorguluyorsun; ahlaki dayanaklarından habersizsin kardeşim. Sana kardeşim diyorum, zira, aynı canlı varlığın üyesiyiz; başka bir sıfat bulamıyorum. Düşünmüyorsun savaşın yolları neden bu kadar kalabalık, barışın yollanır niçin bu kadar tenha diye.

YENİ GÖÇMENLER YENİ İŞLER Engin Erkiner

Yapay zekanın emekçilerin çalışma alanlarını yok edeceğini savunanlar kapitalizmin yeni iş üretme özelliğini unutuyorlar. Bazı işlerin alanı daralırken, eskiden düşünülmeyen yeni iş alanları ortaya çıkabilir. Bunların büyük bölümü düşük ücretli işçiler içindir ve özellikle göçmenler tarafından

ÇİFT SÜRGÜNLÜK ÇEŞİTLERİ Engin Erkiner

Çift sürgünlük, aynı ülkeye ya da farklı ülkelere olmak üzere iki çeşittir.Isabelle Allende Ein weiter Feld adlı romanında İspanya iç savaşındacumhuriyetçilerin saflarında yer alan, yenilgi üzerine Pirene dağlarını geçerek Fransa’ya gelen bir kadın ve erkeği anlatır.

YENİ İLTİCA YASASI Engin Erkiner

Avrupa Parlamentosu iltica başvurularıyla ilgili yeni kısıtlamalar içeren bir yasayı kabul etti. Bu yasa Avrupa Komisyonu’nda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB çapındaki bu yasaya üye her ülkenin de ulusal yasaları içinde yer vermesi gerekiyor.

ZENGİN MUTFAĞI’NDAN EYLÜL FIRTINASI’NA Süleyman KUŞ

Zengin Mutfağı adı film, “15/16 Haziran İşçi Kalkışmasını"(1) izleyen dönemde ırkçı-faşist örgütlenmelerin sermayeciler tarafından nasıl beslenip organize edildiğini, kimi resmi organlarca kollandığını, bir villanın mutfağı ve onun emektar aşçısı çevresinde ustalıkla anlatır.

PARA YERİNE KART Engin Erkiner

Almanya’da ilticacılara yönelik yeni bir uygulama başladı; nakit para verilmiyor, kendilerine verilen karttaki krediyi kullanarak alışveriş yapıyorlar. Nakit paranın karşılığı kartta bulunduğuna yani devletin ödemesinde azalma olmadığına göre, bu uygulamanın amacı nedir?

BUHRAN GÜNLERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI Menderes İnanç

Türkiye ekonomik olarak derin bir buhran yaşamaktadır. Çoklu krizlerin içerisinde yaşayan bir ülkenin siyasi partilerinin şuursuzca tavır ve davranışları, siyaset değil siyasetsizliktir! Toplumun % 50’si muhalif olduğu halde, siyaset kurumunun çıkar ilişkilerine dayanarak epey palazlandığı