ENKAZIN ALTINDA KALAN BİR TOPLUMUN HESABINI TARİHE HAVALE ETMEK Menderes İNANÇ Yazdı
ENKAZIN ALTINDA KALAN BİR TOPLUMUN HESABINI TARİHE HAVALE ETMEK
Devlet adına pot kıranları, vatanı kutsayanları, topluma bol bol caka satanları, işçinin emekçinin yoksulun alın terini talan edenleri durdurmak için 'Kral çıplak!' denilmedikçe bu çözümsüzlük sürer.
6- Şubatta ülkemizde bir deprem oldu, 11 vilayetin nerede ise tamamı,14,000,000, milyon insanın etkilendiği bir alandan bahsediyoruz. Enkazın altında kaç bin kişinin kaldığı açıklanmadı! Tarihe havale edildi, ne zaman öğrenileceği kimse bilmemektedir. İnsanoğlunun var etiği Devlet sistemi; yeni değildir. Sahi devlet denilen sistemler bu kadar karanlık mi? “ Sümerlerden beri dünya devletlerle idare edilmektedir.
Bizler Devlet vatandaş hukukunu bile halen anlamış değiliz, Oysa devleti var eden bizleriz, devletin tüm nimetlerinden faydalanansa küçük bir zümredir. Bizlere ezberletilen ve bizlere pazarlanan ise içi boş sözlerle naralar ve ajitasyon içeren sloganik sözlerdir. “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” teraneleri, vatan kutsaldır” naraları ile uyutulmaktayız. Bu gibi söylemlerle aldatıldığımızın farkında olmayan toplum kesimleri çoğunlukta.. Oysa yakın tarihte ABD 11 Eylül olayı yaşanmış, ikiz kuleler yıkılmış, aylarca son derece uzmanca bir enkazın nasıl kaldırıldığına şahit olmuştuk. Enkaz kaldırılma işi aylarca sürmüş çok hassas bir şekilde davranan ABD, bir dünya emperyalist devleti olmasına rağmen devlet ve vatandaş örneğini sergilemişti. Maalesef bizler toplum olarak devlet ve toplum ilişkilerini bilince çıkaramayan bir toplumuz, bu bizler için, bumeranga dönüşmüş içinden çıkılmaz bir hal olmuş. Kutsal devlet” anlayışı her saat beynimize şu naralarla bir çivi gibi çakılmaktadır, “ Vatan bölünmez Ezan susmaz naraları İle aslında bizler insan olmaktan uzaklaştırılıyoruz ve aptallaştırılıyoruz! Ne Vatanın bölündüğü ne de Ezanın sustuğu var ortada.
Bunu yapanlar kendilerini ve yakın çevrelerini devletin yegane sahipleri görürler. Devlet denen, azınlıktaki sömürücü sınıfı koruyan sistem aracılığı ile yıllardır toplumlara her türlü zulümü reva görürler. Maalesef bunu idrak edemeyenler ise, emek veren işçi sınıfı, tarım yapan köylü sınıfı, ve ülkenin yoksul sınıflarıdır. “Söz konusu vatan ise gerisi teferruat” söylem ve algıların etkisinde sürdürülen rezil kepaze ve yoksul bir yaşamdır. Olguları görmeyecek kadar körelmiş algılara esir düşmüşüz. Birbirimize karşı empati ve dayanışma duygularımızı aşındırmışlar..
Soru şu kutsal olan insan mi? “devlet” mi?
Bir başka çarpık anlayış ise; devlet ve iktidarı ayırt etmemektir! Seçimle gelen bir zümre kendini “devletin efendisi" yegane sahibi görmeye, göstermeye başlıyor. On binlerce insanın enkaz altında bırakılmasına seyirci kalanların hâlâ makamlarında oturabiliyor olması ne kadar geri bir toplum olduğumuzun açık beyanıdır.
Sahipsiz çocukların tarikat kollarına itilerek geleceğe yönelik karanlık tohumların murat edilmesidir. Bu körpe çocukları tarikat ve cemaat kollarına bırakılmaları ayrı bir dıramdır. Ülkenin bir avuç duyarlı insanları daha çok çırpınıp çabalamalılar, Durum uzaktan görüldüğü gibi değildir. Hesap soran bir toplum, hesap verecek siyaset kurumu var edilmedikçe bitmez bu dramımız.
26 03 2023 Menderes İNANÇ