ROMANTİK SÜRGÜNLER Engin Erkiner
ROMANTİK SÜRGÜNLER Engin Erkiner
E.H. Carr’ın kitabı 1840’lı yıllarda Rusya’dan Avrupa ülkelerine sürgüne giden isimleri ve bunların Avrupa ülkelerinde yaşadıklarını anlatır. Bu isimlerin en tanınmışları Herzen, Bakunin ve Ogaryov iken, kitapta Dostoyevski’nin Ecinniler romanına konu olan ve sol bir örgüt içindeki ilk infazı gerçekleştiren Neçayev de yer alır.
Herzen toprak sahibi aristokrat bir ailedendir ama Çarlık istibdadı altında yaşayamadığı, Fransız devriminde ifadesini bulan Aydınlanmayı savunduğu için ülkeyi terk etmek zorunda kalır. Paris’e gider ama hayal kırıklığı yaşar. Paris düşlerindeki kent değildir, devrim hala gelgitler yaşamaktadır.
Rusya’yı terk etmek zorunda kalan sürgünler Avrupa ülkelerinde bitmez tükenmez iç sorunlar yaşarlar. Sorunlar halkına ve dönemine göre değişmekle birlikte daima olacaktır ve sürgün yaşamının kaçınılmazı olarak görülebilir. Herkes geçmişte, ayrılmak zorunda kaldığı ülkedeki tarihinde yaşamakta ve orada kendine daha iyi bir geçmiş aramaktadır.
Herzen ve Ogaryov önemli bir iş yaparlar ve Çan isimli gazete çıkarırlar. “Pek önemi olmayan silik bir edebiyatçının otuz beş yaşında Rusya’yı ilelebet terk ettikten on yıl sonra Rus siyasetinin en güçlü adamı haline gelmiş olması dikkate değer bir durum. Öyle ki, o dönemde Rusya’da gazeteciliğin siyasi bir güç olduğu henüz bilinmiyor, Avrupa’da bile anlamlı görülmüyordu.”
Çan Rusya’ya gizlice sokulup dağıtılıyordu. Lenin kolektif bir ajitatör ve örgütleyici olarak gazetenin rolünü işlediği Ne Yapmalı’da Çan örneğini de dikkate almış olsa gerektir.
Çan Temmuz 1857’den başlayarak on yıl yayınlanacaktı. Toplam 245 nüshanın ilk 196’sı Londra’da, kalanı Cenevre’de basılacaktı. Herzen’in ekonomik sorunu bulunmamasına karşın gazete kendini finanse edebiliyor, Rus sürgünler arasında okunuyordu. Herzen’in 1870’te ölümünden sonra Neçayev gazeteyi altı sayı daha çıkaracaktı.
Sürgün yaşamı aile içinde ve dışında kadın-erkek ilişkisini değiştirir. Herzen’in ailesinde de benzeri yaşanır. Herzen’in eşi Natalya ile Ogaryov arasındaki ilişki aristokrat kökenli Rus insanları arasında büyük sorun oluşturmaz.
Herzen’in tutumu şöyledir:
“Karısını etkileyip elinden aldığı için değil, bu konuda ona bir şey söylemediği için kızmıştı. Evlilik serbestçe yapılırdı, aşk önlenemez bir duyguydu; ama dostluk dürüstlüğü gerektiriyordu.”
Ailedeki ayrılığın örgütsel soruna dönüşmesi yaşanmaz. Herzen Avrupa’da Rusluğunu hatırlar. Avrupa’da beklediğini bulamamış ve başlıca politik faaliyeti Çan’da da Rusya’daki durum ve gelişmeler önemli yer tuttuğu için, 1851’de Rusya’daki dostlarına “Daha önce özünde ne kadar Rus olduğumu şimdiki kadar açık ve net bir şekilde asla hissetmemiştim” diye yazacaktır.
Londra’ya gelişinden bir yıl sonra yaşadığı aile sorunlarının kendisi için anlamını da:
“Batılı kokuşmuşluğun kıskacında savaşan iki Rus insanıydık” diye değerlendirecekti.
Bakunin değişik bir insandır. Yoğun bir romantizmle örülü sürekli faaliyet içindedir. Birkaç kişiden oluşan “devrim komiteleri” kurar, ülkelere temsilcilikler atar.
Rusya’ya atadığı kişi Neçayev’tir. Neçayev 21 Kasım 1869’da örgüt içinde sakıncalı gördüğü kişiyi öldürür ve İsviçre’ye Bakunin’in yanına kaçar. Çarlık polisi izini bulur ve İsviçre yetkililerini Neçayev’in gerçekte adli bir suçlu olduğu konusunda ikna eder. Neçayev iade edilir. Mahkemesinde politik savunma yapar, mahkûm olur, hapishanede 35 yaşında ölür.
Terk etmek zorunda kaldıkları ülke polisinin sürgün topluluğu içine sızması ve bilgi toplaması Ruslar için de geçerlidir. Bunlardan birisi olan Postnikov,
Bakunin’in güvenini kazanır, Rusya’ya serbestçe girebilen bir kişi olarak onun kardeşlerine yazdığı mektupları da götürüp postalayacaktır. Mektup daha önce
sürgünlerle ilgili Üçüncü Daire’ye verilir ve kopyası alınır. Daire şefi Postnikov’un raporuna şu notu düşer:
“Eski devrimci, kardeşlerine yazdığı mektupların pullarını yapıştırmak suretiyle Üçüncü Daire’nin ona ihtimam göstermeye devam ettiğini hiç aklına getirmiş midir acaba?”
Herzen ve ardından Ogaryov öldüklerinde neredeyse unutulmuşlardı. Avrupa’da başka bir dalga yükseliyordu. Carr’ın sözleriyle: “Onlar henüz inandıkları ilkeler üzerine vaaz vermeye devam ederlerken, başka sesler dinleyicilerini alıp götürmüştü.”
Yükselen işçi sınıfı hareketi ve Marksizmdir.
“Rus devrimi, Herzen’i ölümünden tam elli yıl sonra, büyük öncülerden birisi olduğu gerekçesiyle, başkentin işlek caddelerinden birine adını vererek onurlandırdı. Moskova Üniversitesi içine de, modern devrimci gençliğe örnek olmaları nedeniyle Ogaryov’la birlikte heykelleri dikildi.”
Ne 1920’de ve ne de sonrasında SSCB içinde Bakunin’e ait hiçbir anıt olmayacaktı. Bunun bir nedeni Bakunin’in Marx ile takışması ve 1872’de Enternasyonal’den çıkarılması ise, ikinci nedeni de Sovyet devriminin ilk yıllarında Bolşeviklerle anarşistler arasında yaşanan çatışmalar olsa gerektir.
Herzen’in mezarı Paris’te Pere-Lachaise’de iken, Bakunin’inki Bern’dedir. Aradan yüz yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen İsviçre’deki izleyicileri mezarının yanından şarap şişesini eksik etmezlermiş.