SOLUN DEĞERİ
SOLUN DEĞERİ
CHP ve HDP devlet başkanlığı ve milletvekili seçimlerinde ulaştıkları sonuçlar hakkında henüz değerlendirme yapmadı ancak bazı yönlerden durum belli oldu denilebilir.
CHP yenilgi psikolojisine girmeyeceğini, durumu değerlendireceğini ama mücadeleyi sürdüreceğini açıkladı. Kılıçdaroğlu kaybetti ama oyların neredeyse yarısını aldı. Erdoğan da karşı tarafta yılgınlık göremediği için CHP ve HDP’yi sert şekilde eleştirmeye devam etti. Yersiz gibi görünen bu eleştiri aslında çekingenlik belirtisidir. Erdoğan ezici galibiyet kazanamadı ancak Pirus Zaferi kazanabildi.
Mevcut durumun Türk solunun gelişmesine yeni imkanlar sağlayacağı görüşündeyim.
CHP bir oranda kendi soluna yanaşacaktır. Burada kastedilen sol, HDP değildir. CHP içinde federasyon ve Kürtçenin ikinci resmi dil olması talebini bırakın tartışmayı, duymak bile istemeyenler büyük çoğunluktur.
CHP kendi sağındaki partilerden beklediğini bulamadı. Bir yandan İyi Parti ile ittifakı sürdürüp diğer yandan da yeni güçlere –bunlar ancak soldakiler olabilir- açılmak zordur ama yapmaya çalışacaklarını düşünüyorum. Kendi solundakilere açılma, bu durumda, Kürtlerin haklarıyla ilgili olarak CHP ile yaklaşık aynı çizgide olanlarla sınırlı kalacaktır.
HDP’nin gelecekteki yönelimi daha zordur. CHP’nin seçime birkaç gün kala Ümit Özdağ ile yaptığı anlaşma HDP için çok kötüydü ve tutumlarını değiştirmeleri de artık mümkün değildi. HDP, CHP’den daha fazlasının beklenemeyeceğini, sorunun Kılıçdaroğlu değil CHP üye ve taraftarları olduğunu ne oranda anlamıştır; yaptıkları değerlendirmede göreceğiz.
HDP içinde iki görüş yeniden mücadele edecektir.
Birincisi; Türk soluyla ilişkiyi en aza indirmeyi savunan görüştür. Bu görüşün fazla şansı bulunmuyor. Kendi dışlarındaki en örgütlü Kürt grubu Barzani yandaşlarıdır ve onların da AKP’ye yakınlığı açıktır.
HDP’nin Türk soluna büyük imkan sağladığı görüşü doğru değildir çünkü Türk solunun büyük kesimi HDP dışındadır ve HDP’yi daha sola çekmek amacı da bulunmamaktadır.
İkinci görüş ise, Türk soluyla yakın ilişkiden yana olan ama bunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunan görüş olacaktır. Gerçekçi bir değerlendirmeyle HDP’nin Türk solunun bir bölümünden başka kimsesi yoktur.
TİP’in önemli bir gelişme şansı bulunduğunu düşünmüyorum. Bir bölüm devrimci TİP’li olmadığı halde HDP’ye değil bu partiye oy verdi. Metin Çulhaoğlu’nun ölümünden sonra teorik olarak boşluğu iyice ortaya çıkan, devrimci mücadeleyi parlamentarizmle sınırlı gören bir partinin gelişme şansı zayıftır.
CHP ve HDP nasıl değerlendirme yaparsa yapsın, solun –HDP bu kapsama dahil değildir, içinde sosyalistler olabilir ama HDP sosyalist bir parti değildir- gelişme imkanları artacaktır.
Bunu değerlendirmek için “sol birleşmelidir” gibi çok tekrarlanan anlamsız bir belirleme yapmayacağım.
Devrim yapmış ülkelerde bile sosyalistler bunu birleşerek başarmamıştır. Birlikte iş yaparak başarmıştır. Solun asıl eksiği birleşmekte değil, birlikte iş yapmayı öğrenmemektedir.
Olabildiğince uzun süreli eylem birlikleri…
Sol –ya da sosyalistler- bunu yapabildikleri oranda birlikte gelişebilecektir.