Engin ERKİNER Yazdı SÜRGÜNLÜK VE ÖNDERLİK SORUNU

SÜRGÜNLÜK VE ÖNDERLİK SORUNU


Özellikle 12 Eylül 1980 darbesinin ardından çok sayıda sosyalist örgütün yöneticileri ve kadroları ülke dışına çıkmak zorunda kaldılar. Bazıları birkaç yıldan beri ülke dışındaydılar. Hepsi aranıyordu ve yakalanmaları durumunda onları işkence, ağır hapis cezaları belki de idam bekliyordu.

İlk birkaç yıl iltica başvurusunun sonucunu beklemekle, yeni ülkeye biraz olsun alışmakla geçti. Daha sonra önceden düşünülmeyen sorunlar çıkmaya başladı.

Ülkede iken çok kişi yasadışı faaliyet yürütmek zorunda olduğu için insanlar birbirlerini sık aralıklarla görmezdi. Güvenlik nedeniyle bu uygulama vardı. Dolayısıyla da aynı örgütün insanları birbirlerini farklı alanlarda görmemiş, tanımamış olurdu. 

Ülke dışında durum değişti. Sık olarak görüşmek, düşünülebilecek her konu hakkında uzun konuşmak, farklı alanlarda birlikte bulunmak mümkündü. 

Sonuç çok sayıda örgüt militanında yaşanan hayal kırıklığı oldu.

Ülke içinde şartlar gereğince fazla tanıyamadıkları önderlerini ülke dışında daha iyi tanımak imkanı bulmuşlardı ve “yıllarca bizi bu mu yönetti?” sorusu ister istemez düşünülüyordu.

Ülkede her konuda olmasa bile birçok alanda yeterli görülen önder ya da önderler, ülke dışında başka insanlar olmuşlardı. Basit işleri bile kendileri yapamıyorlar, mesela bir sigara otomatından sigara alırken zorlanıyorlar, yabancılar polisine ya da doktora gitmek için –geldiklerinden sonra aylar geçmiş bile olsa- mutlaka başkasının yardımına ihtiyaç duyuyorlardı. 

Dil kursuna gidiyorlardı ama dil öğrenebildikleri söylenemezdi. Burası farklı bir ülkeydi ve insanlar farklı şartlarda farklı gelişiyorlardı. 

Ülke dışında yaşanan örgütsel ayrılıkların –açıkça söylenmese bile- önemli nedenlerinden birisi önderlerdeki bu yetersizlikti, yeni ülkeye uyamamaktı. 

Gerekçe aranırsa bulunur.

Özellikle uyumsuzlar tarafından en fazla tercih edilen gerekçe şöyleydi: burada devrimcilik yapılmaz, arkada bıraktığımız ülkede yapılır. 

Gerçekte ise politik insan her yerde politiktir. Zorlukları aşar ve yeni ülkede de politik olmanın yollarını bulur. 

Aradan yıllar geçtikçe durum daha da kötüleşir. Gazete okuyacak kadar bile dil öğrenemeyen çok sayıda örgüt önderi ne yapacağını bilemez durumdadır. 

Geldikleri ülkede kendileriyle aynı görüşleri savunan politik örgütler bulunmuştur ama bunlarla görüşmeye –geldikten sonra yıllar geçmiş bile olsa- çevirmenle gidilir. Dili mükemmel olmasa bile öğrenmiş olmanız böyle görüşmelerde ciddiye alınmanız için özellikle gereklidir. 

Önder durumun garipliğini hissetmeyebilir ama çevirmen örgüt üyesi anlar.

Ardından örgüt içinde yeni sorunlar çıkacaktır.

Sosyalist harekette 1978’liler diye anılan bir devrimci kuşağın çok sayıda önderi ülke dışında kaybolacaktı. Dar bir çevrenin dışına çıkamıyor, yaşadıkları ülkede ne olduğunu ya Türkçe gazetelerde yazıldığı ya da dil bilenlerin kendilerine aktardıkları kadar anlayabiliyorlardı. 

Özellikle Almanya gibi politik olarak hareketli ülkelerde sürgünlerin veya genel olarak göçmenlerin temel sorununu hala yabancı düşmanlığı ve ırkçılık olarak görmek bu iletişimsizliğin sonucuydu. 

Sosyalist harekete yıllarını vermiş bu insanların daha iyi olmasını isterdim ama istemekle olmuyor ne yazık ki…


ÖNERİLEN İÇERİKLER

Yazar Postları

DİPTEN GELEN DALGA SAHİPSİZ KALMASIN Menderes İnanç

Türkiye yeni bir yol ayrımında. Uzun zamandır beceriksiz siyaset kurumunun algı operasyonları ile baskı altına alarak yönetilen ve iktidarın algı operasyonlarının etkisinde olan toplum kesimleri, güvenlikçi politikalar ve yoksulluğun tavan yapması ile birlikte bir çok olumsuzluğu fark etmiş

AKREP GİBİSİNİN KARDEŞİM ALİ RIZA GELİRLİ YAZDI

Savaşın ticari dayanaklarını sorguluyorsun; ahlaki dayanaklarından habersizsin kardeşim. Sana kardeşim diyorum, zira, aynı canlı varlığın üyesiyiz; başka bir sıfat bulamıyorum. Düşünmüyorsun savaşın yolları neden bu kadar kalabalık, barışın yollanır niçin bu kadar tenha diye.

YENİ GÖÇMENLER YENİ İŞLER Engin Erkiner

Yapay zekanın emekçilerin çalışma alanlarını yok edeceğini savunanlar kapitalizmin yeni iş üretme özelliğini unutuyorlar. Bazı işlerin alanı daralırken, eskiden düşünülmeyen yeni iş alanları ortaya çıkabilir. Bunların büyük bölümü düşük ücretli işçiler içindir ve özellikle göçmenler tarafından

ÇİFT SÜRGÜNLÜK ÇEŞİTLERİ Engin Erkiner

Çift sürgünlük, aynı ülkeye ya da farklı ülkelere olmak üzere iki çeşittir.Isabelle Allende Ein weiter Feld adlı romanında İspanya iç savaşındacumhuriyetçilerin saflarında yer alan, yenilgi üzerine Pirene dağlarını geçerek Fransa’ya gelen bir kadın ve erkeği anlatır.

YENİ İLTİCA YASASI Engin Erkiner

Avrupa Parlamentosu iltica başvurularıyla ilgili yeni kısıtlamalar içeren bir yasayı kabul etti. Bu yasa Avrupa Komisyonu’nda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. AB çapındaki bu yasaya üye her ülkenin de ulusal yasaları içinde yer vermesi gerekiyor.

ZENGİN MUTFAĞI’NDAN EYLÜL FIRTINASI’NA Süleyman KUŞ

Zengin Mutfağı adı film, “15/16 Haziran İşçi Kalkışmasını"(1) izleyen dönemde ırkçı-faşist örgütlenmelerin sermayeciler tarafından nasıl beslenip organize edildiğini, kimi resmi organlarca kollandığını, bir villanın mutfağı ve onun emektar aşçısı çevresinde ustalıkla anlatır.

PARA YERİNE KART Engin Erkiner

Almanya’da ilticacılara yönelik yeni bir uygulama başladı; nakit para verilmiyor, kendilerine verilen karttaki krediyi kullanarak alışveriş yapıyorlar. Nakit paranın karşılığı kartta bulunduğuna yani devletin ödemesinde azalma olmadığına göre, bu uygulamanın amacı nedir?

BUHRAN GÜNLERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI Menderes İnanç

Türkiye ekonomik olarak derin bir buhran yaşamaktadır. Çoklu krizlerin içerisinde yaşayan bir ülkenin siyasi partilerinin şuursuzca tavır ve davranışları, siyaset değil siyasetsizliktir! Toplumun % 50’si muhalif olduğu halde, siyaset kurumunun çıkar ilişkilerine dayanarak epey palazlandığı